Androgenetik Alopesi
Genetik kökenli, kalıcı bir saç dökülmesi türüdür. Erkeklerde genellikle erken yaşta başlar. Kadınlarda daha ilerleyen yaşlarda ve daha yaygın olarak gözlenir (6).
Saç dökülmesi, birçok farklı faktöre bağlı olarak gelişebilen yaygın bir durumdur. Bu rehber, saç dökülmesinin nedenlerini ve bilimsel olarak incelenen çözüm yollarını kapsamlı şekilde ele alır.
Her saçın yapısı ve ihtiyacı birbirinden farklıdır. Farklı ihtiyaçlara ve saç problemlerine göre geliştirilmiş Bioxcin saç bakım serilerinden saçınızın ihtiyacı olan ürünü inceleyebilirsiniz.
Saç dökülmesi ya da tıbbi adıyla alopesi, saç foliküllerinin normalden fazla sayıda saç telini kaybetmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Saç büyümesi üç fazda gerçekleşir: anajen (büyüme), katajen (geçiş) ve telojen (dinlenme).
Telojen faz sonunda saç telleri dökülür ve yeni saçlar çıkar. Günlük olarak 50 ila 100 arasında saç telinin dökülmesi normal kabul edilir. Bu sayının üzerine çıkan ve belirli bölgelerde fark edilen seyrelmeler, altta yatan bir sağlık sorununa işaret edebilir (1,2).
Saç dökülmesi geçici ya da kalıcı olabilir. Hormonal dengesizlikler, beslenme bozuklukları, bazı ilaçlar, stres gibi nedenler geçici dökülmelere yol açarken; kalıcı alopesi durumlarında saç kökleri hasar görmüş olabilir (3).
Kadınlarda genellikle genel seyrelme şeklinde gözlemlenirken, erkeklerde şakak ve tepe bölgelerinde belirginleşebilir. Yapılan araştırmalar, saç dökülmesinin özgüven kaybı ve sosyal yaşamda olumsuz etkiler yaratabildiğini ortaya koymuştur (4,5).
Aşağıdaki belirtiler bazı ipuçları sağlayabilir:
Fizik muayene, trikoskopi, kan testleri ve gerekirse biyopsi ile teşhis konulabilir (2, 4).
Eğer saç dökülmesi belirtileri mevcutsa, bir cildiye uzmanına (dermatolog) danışılması önerilir (3).
Genetik yatkınlık, saç dökülmesinin en yaygın nedenidir. Androgenetik alopesi adı verilen bu durumda, kalıtsal özellikler nedeniyle saç kökleri zamanla zayıflar ve küçülür. Erkeklerde şakak ve tepe bölgelerinde dökülme görülürken, kadınlarda daha yaygın bir seyrelme ile ortaya çıkar (6).
Tiroid hastalıkları, menopoz, gebelik sonrası dönem veya polikistik over sendromu gibi hormonları etkileyen durumlar saç dökülmesine neden olabilir. Hormonal değişiklikler saç döngüsünü etkileyerek erken dökülmelere yol açabilir (1).
Demir, çinko, D vitamini ve B12 gibi temel vitamin ve minerallerin eksikliği saç köklerinin yeterli beslenmesini engeller. Bu da saçların zayıflamasına ve dökülmesine neden olabilir (7).
Şiddetli stres, travma ya da duygusal değişimler saçların telojen faza erken geçmesine sebep olabilir. Bu durum “telogen effluvium” olarak bilinir ve birkaç ay içinde ani dökülmelerle kendini gösterebilir (2).
Seboreik dermatit, sedef, mantar enfeksiyonları veya lupus gibi saçlı deriyi etkileyen hastalıklar, saç köklerine zarar vererek dökülmelere neden olabilir (4).
Sıkı saç modelleri, sıcak şekillendiriciler, agresif tarama veya kimyasal içerikli ürünlerin uzun süreli kullanımı saç dökülmesini artırabilir (3).
(Androgenetik Alopesi), genetik yatkınlık ve hormonal etkilerle ilişkilidir. Dihidrotestosteron (DHT) hormonunun saç köklerini küçültmesiyle saçlar incelir ve dökülür. Genellikle şakaklardan başlayan ve tepeye doğru ilerleyen dökülme paterni görülür.
Saçın genelinde seyrelme görülür, saç çizgisi korunur. Hormon seviyelerindeki değişiklikler, menopoz ve doğum sonrası dönem gibi faktörler etkili olabilir. Saç dökülmesi genellikle tepe bölgesinde yoğunlaşır ve daha yavaş ilerler.
Minoksidil gibi topikal tedaviler FDA onaylıdır. Saç köklerini uyararak anajen fazı uzattığı belirtilmektedir. Finasterid gibi ilaçlar da erkek tipi dökülmelerde kullanılır (7).
PRP ve mezoterapi gibi saç ekimi yöntemleri saçlı deriye büyüme faktörleri ve vitaminlerin enjekte edilmesiyle uygulanır (8).
Biotin, D vitamini, B12 ve çinko içeren ürünlerin destekleyici etkileri bilimsel olarak araştırılmıştır. Bu içeriklerin saç dökülmesi sürecinde etkili olabileceği belirtilmektedir (7).
Nazik temizlik, uygun şampuan seçimi ve saç derisi masajı gibi yöntemler saç dökülmesinde destekleyici olabilir (2).
Dengeli beslenme, yeterli uyku, stresten kaçınma ve sigarayı bırakma gibi faktörler saç dökülmesi üzerinde olumlu etkiler gösterebilir (4).
Doğal yollarla saç dökülmesini azaltma yöntemleri, özellikle destekleyici bakım yaklaşımı olarak değerlendirilmektedir. Bilimsel çalışmalar, bazı bitkisel yağların, besin takviyelerinin ve yaşam tarzı değişikliklerinin saç sağlığı üzerinde olumlu etkiler sağlayabileceğini göstermektedir. İşte saç dökülmesine iyi gelen doğal yağlar ve ürünler:
Biberiye yağı, saç dökülmesini azaltma potansiyeliyle öne çıkan doğal bir içeriktir. 2015 yılında yayımlanan bir klinik çalışma, biberiye yağı ile yapılan düzenli masajların minoksidil ile benzer oranda saç yoğunluğunu artırdığını göstermiştir (9). Etki mekanizmasının saç köklerindeki mikrosirkülasyonu artırmaya dayandığı düşünülmektedir (10).
Bazı bitkisel yağlar antiinflamatuvar ve sebum dengeleyici özellikleri sayesinde saçlı derinin sağlığını destekleyebilir. Özellikle nane yağının saç uzamasını tetikleyici etkisi üzerine hayvan modellerinde yapılmış çalışmalar mevcuttur (11).
Aloe veranın, saç derisini yatıştırmak ve kepeği azaltmak dışında saç dökülmesi için de kullanılabileceği belirtilmektedir (10).
Soğan suyu ise sınırlı sayıda klinik çalışmada, alopesi areata üzerindeki olumlu etkileriyle dikkat çekmiştir. 2002 tarihli bir çalışmada, soğan suyu uygulaması yapılan bireylerde saç büyümesinde artış gözlenmiştir (12).
Protein yönünden zengin, çinko ve selenyum gibi mineralleri içeren diyetlerin saç dökülmesi üzerinde olumlu etkileri olabileceği bildirilmiştir. Ayrıca antioksidan bakımından zengin gıdaların serbest radikal hasarını sınırlayarak saç foliküllerini koruyabileceği belirtilmektedir (13).
→ Günde 100’den fazla saç teli dökülüyorsa veya bölgesel açıklıklar oluşuyorsa (2)
→ B12, D vitamini, demir, çinko eksiklikleri saç kaybıyla ilişkilidir (7)
→ Telogen effluvium tipi dökülmeler genellikle geçicidir (2)
→ Özellikle ilkbahar ve sonbaharda mevsimsel saç dökülmesinde artış olabilir (3)
→ Klinik olarak test edilmiş içerikler destekleyici olabilir (7)
→ Erkeklerde belirgin bölgesel açıklıklar oluşurken, kadınlarda genellikle genel bir seyrelme gözlenir. Tedavi yaklaşımları da bu farklara göre değişkenlik gösterir (1, 4).
→ Kreatin takviyesi ile saç dökülmesi arasında doğrudan bir ilişkiyi destekleyen güçlü bilimsel kanıt bulunmamaktadır (14).
→ Wax (saç jeli) gibi şekillendirici ürünlerin yoğun ve sık kullanımı, saç köklerini zayıflatabilir ancak doğrudan dökülmeye neden olduğu kanıtlanmamıştır (15).
→ Demir eksikliği, saç foliküllerinin büyüme fazını etkileyerek saç dökülmesine neden olabilir (16).
→ Kepek doğrudan saç dökülmesine neden olmaz, ancak kaşıma sonucu oluşan tahriş saç köklerini etkileyebilir (17).
→ Perma işlemi saç telini zayıflatabilir ve kırılmalara yol açabilir, bu da geçici saç dökülmesine neden olabilir (18).
→ Seboreik dermatit genellikle saç dökülmesine neden olmaz. Bununla birlikte, aşırı kaşıma saç köklerinize zarar vererek bir miktar saç dökülmesine neden olabilir (19).
→ Kimyasal içeriği yoğun olan saç boyaları, saç telini zayıflatabilir ve saç derisinde tahrişe neden olarak dökülmeye zemin hazırlayabilir (20).
→ Kansızlık, yani anemi, saç foliküllerine yeterli oksijen taşınamamasına neden olarak saç dökülmesini tetikleyebilir (16).