Kuru cilt, epidermisin nem ve lipid içeriğinin azalmasıyla ortaya çıkan yaygın bir durumdur. Bu durum, ciltte gerginlik, pullanma, hassasiyet ve kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösterebilir [1]. Cildin nem bariyerinin bozulması, çevresel faktörlere karşı hassasiyetin artmasına neden olabilir. Günlük bakım rutini, kuru cilt yapısının desteklenmesi ve bu belirtilerin azaltılması açısından önem taşımaktadır [2].
Kuru cilt, epidermisteki su içeriğinin %10’un altına düşmesiyle karakterizedir. Bu durum, dış çevre koşulları, yaş, kullanılan kozmetik ürünler, genetik yatkınlık ve bazı dermatolojik rahatsızlıklar gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir [3]. Ciltteki lipidlerin azalması, transepidermal su kaybını artırarak cilt bariyerinin zayıflamasına yol açabilir [4]. Özellikle soğuk hava, düşük nem oranı, sert sabun kullanımı, uzun sıcak duşlar ve bazı ilaçlar kuru cilt oluşumuna neden olabilir [6].
Bu belirtiler genellikle kış aylarında, düşük nem oranına sahip ortamlarda veya cilt bariyerini bozan temizlik ürünlerinin kullanımında artış gösterebilir [7].
Kuru cilde sahipseniz aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz.
Cilt temizliği, kuru ciltlerde epidermal bariyeri bozmadan gerçekleştirilmelidir. Sert temizleyiciler, özellikle SLS içeren formüller, ciltteki doğal lipitleri uzaklaştırarak kuruluğu artırabilir [5]. Nazik yüzey aktif maddeleri içeren ve sabun içermeyen temizleyiciler tercih edilmelidir. Temizlik sırasında sıcak su yerine ılık su kullanılması, ciltteki doğal nemin korunmasına yardımcı olabilir [6].
Nemlendirici ürünler, kuru cilt bakımının temel bileşenidir. Hyaluronik asit, seramidler ve gliserin gibi bileşenler, nemi cilde çekerek ve hapsederek nem dengesini destekleyebilir [4]. Nemlendirici ürünlerin cilt hafif nemliyken uygulanması, etkinliğini artırabilir [6]. Günlük kullanımda sabah ve akşam olmak üzere günde en az iki kez uygulanması önerilmektedir [3].
UV ışınları, kuru ciltlerde hasarı artırabilir ve bariyer fonksiyonunu daha da zayıflatabilir. Bu nedenle, SPF içeren nemlendiricilerin kullanımı kuru ciltler için de önemlidir. Geniş spektrumlu, mineral içerikli güneş koruyucular, cildi hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı koruyabilir [5].
Gece saatlerinde cilt yenilenme sürecine girer. Bu nedenle gece kremleri veya serumlar ile yoğun nem desteği sağlanması, kuru ciltlerin onarımı için yararlı olabilir [2]. Yoğun nem maskeleri veya balm formundaki ürünler, gece boyunca cildin nem bariyerini destekleyebilir. İçerik olarak pantenol, skualen ve niasinamid gibi bileşenlerin kullanıldığı ürünler tercih edilebilir [6].
Cilt sağlığı sadece topikal ürünlerle değil, aynı zamanda beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarıyla da ilişkilidir. Günlük yeterli miktarda su tüketimi, cilt nem dengesinin korunmasına destek olabilir. Omega-3 yağ asitleri, E vitamini ve çinko gibi mikro besinler, epidermal bariyerin yapısını güçlendirmeye katkı sunabilir [4]. Kuruluk belirtilerinin azaltılması için işlenmiş gıdaların azaltılması ve taze sebze-meyve ağırlıklı bir diyet önerilmektedir [6]. Alkol ve kafein alımının sınırlandırılması da cilt kuruluğu ile mücadelede yardımcı olabilir [8].
Kuru ciltlerde bazı yaygın alışkanlıklar cilt bariyerini zayıflatabilir:
Bu tür uygulamalar, cildin doğal nemini kaybetmesine ve irritasyona neden olabilir [5]. Bu nedenle, özellikle hassas veya atopiye yatkın ciltlerde daha yumuşak içerikli ürünlerin tercih edilmesi önerilmektedir [6].
Evde uygulanabilecek bazı destekleyici bakım yöntemleri kuru ciltlerin rahatlatılmasına katkı sağlayabilir. Havadaki nem oranını artırmak için nemlendirici cihazlar kullanılabilir. Özellikle kış aylarında ısıtıcıların çalıştığı ortamlarda nemlendirici kullanımı, transepidermal su kaybını azaltabilir. Duş sonrası ilk 3-5 dakika içinde nemlendirici uygulanması, nemin cilde hapsolmasını sağlayabilir. Pamuklu giysilerin tercih edilmesi ve deterjan kalıntısı bırakmayan çamaşır ürünlerinin kullanılması da cilt hassasiyetini azaltabilir [7-8].
Uzun ve sıcak duşlar, cildin yüzeyindeki doğal yağları uzaklaştırabilir ve kuruluğun artmasına neden olabilir. Bunun yerine, duş süresini 5-10 dakika ile sınırlamak ve ılık su kullanmak, cildin nemini korumaya yardımcı olabilir.
Sabun içermeyen, koku ve boya katkısı bulunmayan temizleyiciler, cilt bariyerini korumada daha etkilidir. Cildi tahriş etmeyen, pH dengeli ürünler kuru ciltler için daha uygundur.
Duş sonrası ilk 3-5 dakika içinde nemlendirici uygulanması, cilt yüzeyinde kalan nemin hapsedilmesine yardımcı olur. Bu uygulama, transepidermal su kaybını azaltabilir.
Nemlendirici cihazlar [humidifier], kuru ve ısıtılmış iç ortamlarda havanın nem oranını artırarak ciltteki su kaybını azaltabilir. Özellikle kış aylarında bu yöntem destekleyici olabilir.
Sentetik kumaşlar veya yünlü giysiler, kuru ciltte tahrişe neden olabilir. Bunun yerine pamuklu ve nefes alabilen kumaşlar tercih edilmelidir. Ayrıca giysilerin deterjan kalıntısı bırakmayan ürünlerle yıkanması önerilir.
Zeytinyağı, hindistan cevizi yağı veya jojoba yağı gibi doğal yağlar, cilt bariyerini destekleyen lipidler içerir. Bu yağlar, nemlendirici etkilerinin yanı sıra yumuşatma sağlayabilir. Ancak topikal kullanım öncesinde küçük bir alanda test edilmesi önerilmektedir.
Günlük su tüketimi, ciltteki nem dengesinin korunması açısından önemlidir. Dehidrasyon, cildin kurumasını artırabileceğinden yeterli sıvı alımı günlük bakımın bir parçası olarak değerlendirilmelidir [10].